10.07.2019 02:41:00 “BAĞIMLILIKLA MÜCADELEDE MEDYA VE İLETİŞİMİN ROLÜ ÇALIŞTAYI”NDA İLK GÜN TAMAMLANDI ÇALIŞTAYIN AÇILIŞ PANELİNDE KKTC VE TÜRKİYE’DEN KONUŞMACILAR SUNUM YAPTI, ÖĞLEDEN SONRA ÇALIŞMA MASALARINDA KONULAR TARTIŞILDI Girne Vuni Palace Hotel’de bu sabah protokol konuşmalarıyla başlayan çalıştayda daha sonra açılış paneline geçildi. Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu moderatörlüğündeki bu bölümde Bahçeşehir Üniversistesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Biran Mertan, gazeteci-akademisyen Ali Baturay, RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkan Yardımcısı Murat Ellialtı, Demirören Doğan Haber Ajansı Genel Müdürü Salih Zeki Danişment, TV spikeri, sunucu Defne Sarısoy Işıklar ve TV spikeri, sunucu İnci Ertuğrul konuştu. MERTAN: “KIBRIS UYUŞTURUCU TRAFİĞİ İÇİNDE… MADDE KULLANIMINI ÖNLEMEYE AİLEDEN BAŞLANMALI” Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Biran Mertan, uyuşturucunun, tüm dünyanın sorunu olduğunu vurgulayarak nüfustaki değişime işaret etti; kırsal kesimden şehirlere göç arttıkça yaşam tarzı, tutum, beklenti ve değerlerin de değiştiğini söyledi. Bu yüzden yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu kaydeden Mertan, Kıbrıs’ın uyuşturucu trafiği içinde yer aldığını belirtti ve bu veriyi bir harita görseliyle destekledi. Biran Mertan, KKTC’de 183 ülkeden öğrenci bulunduğunu, Kıbrıs’ta da kentlere nüfus akımı görüldüğünü anlatarak madde kullanımını önleme çalışmalarının başlama noktasının aileler olması gerektiğini vurguladı. DANİŞMENT: “UYUŞTURUCUYLA MÜCADELE, HAYATIMIZI ETKİLEYEN PEK ÇOK SUÇLA DA BAĞLANTILI” DHA Genel Müdürü Salih Zeki Danişment, DHA bünyesine eski bir narkotik müdürünü aldıklarını ve mücadelede neler yapılabileceğini belirlediklerini söyledi. Türkiye’de uyuşturucunun doğudan batıya kaydığını kaydeden Danişment, “Türkiye eskiden transfer ülkesiydi, şimdi kullanıcı cenneti” dedi. Sosyal medyada uyuşturucuya teşviğin önlenemediğini, uyuşturucu kullanan ünlülerle ilgili haberlerin de çok yayıldığını; İstanbul’da moto-kurye dağıtım ağları bile bulunduğunu anlatan Danişment, “Dağıtıcı sadece dağıtıyor, parayı baronlar alıyor. Bütün suçların merkezinde de uyuşturucu var. Türkiye’de terör örgütlerinin çoğunun uyuşturucu bağlantısı var” diye konuştu. Danişment, “Uyuşturucuyla mücadele, hayatımızı etkileyen pek çok suçla da bağlantılı. Uyuşturucunun kaynağını kurutmak, aynı zamanda terörün kaynağını da kurutmak anlamına gelir” dedi. DHA Genel Müdürü Danişment, medyada uyuşturucuyla ilgili haberlerde gözlemlediği yanlışlıklar üzerinde de durdu ve ele geçirilen uyuşturucunun parasal değerlerle ifade edilmesinin, bunu bir iş olarak görmek isteyenleri teşvik ettiğine dikkat çekti. Danişment, rol model olan sanatçı ve sporcu gibi kişilerin uyuşturucuyla yakalanmasının da gençlerin de uyuşturucuyu denemek istemesine neden olduğunu kaydetti. BATURAY: “KONSENSÜS SAĞLAMALIYIZ” Gazeteci-akademisyen, Kıbrıs Gazeteci Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay, mahkeme haberlerindeki sıkıntılara değinerek bu tür haberlerin büyük ilgi görmesi nedeniyle tüm mahkemelerde muhabir bulundurularak mahkeme koridorlarında yürüyen herkesin fotoğrafının çekildiğini söyledi. Medyada konsensüs sağlamanın zorluğuna işaret eden Baturay, uzun yıllar önce intihar haberlerinin veriliş şeklinde sağlanan uzlaşının uyuşturucu haberlerinde de sağlanması gerektiğini vurguladı. Baturay, uyuşturucudan tutuklananlarla ilgili haberlerdeki detayların başkaları için rehber olduğunu kaydederek, gazetecilerin bu konuda eğitilmesi ve ortak bir dil bulunması gerektiğini ifade etti. Bağımlılıktan kurtulmuş kişilerle yapılan röportajlarda kaş yaparken göz çıkarmamak için çok dikkatli olmak gerektiğini de belirten Ali Baturay, “mücadele çok zor” gibi umut kırıcı ifadelerden kaçınılmasını istedi. IŞIKLAR: “REYTİNG KAYGISIYLA HAREKET EDEN GAZETECİ OLMAK YERİNE, SORUMLULUKLA HAREKET EDEN BİREYLER OLMALIYIZ” Çalıştaya Türkiye’den katılan konuklardan TV spikeri, sunucu Defne Sarısoy Işıklar, artık aktif olarak medyada çalışmadığını, projelerde yer aldığını ve kongrelerde oturum başkanlığı yaptığını belirterek, son olarak sürdürdüğü 40 aileyle ilgili projeden söz etti. Işıklar, karşılaştığı olayların çoğunda uyuşturucuyla bağlantı da olduğunu kaydederek “Çaresiz annelerle karşılaşıyorum. ‘Oğlumu yakalatın, hapse atın bari yaşasın’ diyen anneler var” diye konuştu. Medya desteği olmadan proje veya kampanya yürütmenin mümkün olmadığını kaydeden Işıklar, “Reyting kaygısıyla hareket eden gazeteci olmak yerine, sorumlulukla hareket eden bireyler olmalıyız” dedi. Işıklar, medyada uyuşturucuyla mücadelede başarılı olmuş kişilerin iyi hikayelerinin öne çıkarılması, kamu spotlarının sıkıcı olmaması, aileleri ve toplumu bilgilendirici yayınlar yapmak gerektiğini söyledi. Medyadaki dilin ve görüntülerin önemine işaret eden Defne Sarısoy Işıklar, uyuşturucuyla ilgili haberlerde merak uyandırmaktan kaçınmak gerektiğini vurguladı. ERTUĞRUL: “UYUŞTURUCUYLA MÜCADELEDE HEP BERABER HAREKET ETMELİYİZ” TV spikeri, sunucu İnci Ertuğrul, toplumdaki tüm bireylerin uyuşturucu konusunun içinde yer aldığını belirterek, “Kaybolan Çiçekler” adlı programından söz etti. 30 yıllık gazeteci olduğunu belirten Ertuğrul, kayıp hikayelerinin arkasında madde kullanımının yer aldığını söyledi. Gazeteciliğe başladığı yıllarda Türkiye’de toplumun kafasına uyuşturucu konusunda “mal ve zula” sözcüklerinin yerleştirildiğini kaydeden Ertuğrul, “Narkotik köpeklerini de sevimli bir iş yapıyorlarmış gibi izledik. Bulunanlar sergilendi. Medya, bu işin büyüyeceğini göremedi” dedi. Daha sonra “baron” kelimesinin literatüre girdiğini, çocukların tehlikeden korunamadığını, 1990’larda aşırı dozdan ölümlerin yaygınlaştığını, “altın vuruş” gibi ifadelerle topluma yanlış mesajlar verildiğini kaydeden Ertuğrul, “Bu işi yapanların iyi para kazandığı algısı yaratıldı. Türkiye cazip pazar haline geldi” diye konuştu. İnci Ertuğrul, uyuşturucuyla mücadelede tek kişinin, tek medya kuruluşunun duyarlılığının yetmediğini de vurguladı ve hep beraber hareket edilmesi, ortak politikalar üretilmesi gerektiğini söyledi. ELLİALTI: “MÜEYYİDE YERİNE ÖZ DENETİM” RTÜK İzleme Değerlendirme Dairesi Başkan Yardımcısı Murat Ellialtı, RTÜK çalışmalarında uyuşturucuyla mücadele konusunda yapılanlar hakkında bilgi verdi, müeyyide yerine öz denetimi teşvik ettiklerini belirtti. Ellialtı, alkol, sigara ve uyuşturucu reklamının yasak olduğunu vurgulayarak “Kimse suçlu olduğu yargı kararıyla kesinleşmeden suçlu diye verilmemeli, adı ve görüntüleri yayımlanmamalı” dedi. Çocuk ve gençlerde merak uyandıran yayınlar konusunda yayıncılara yönelik uyarılarda bulunduklarını kaydeden Murat Ellialtı, kamu spotları ve Yeşilay’la birlikte yaptıkları çalışmalara da değindi. Ellialtı, medya okuryazarlığının önemini vurgulayarak Türkiye’de şu ana dek 5 milyon öğrencinin medya okuryazarlığı eğitimi aldığını bildirdi. ÇALIŞTAYDA 5 MASA OLUŞTURULDU… SONUÇ BİLDİRGESİ YARIN Çalıştayın öğleden sonraki bölümünde oluşturulan 5 ayrı masada "Bağımlılıkla mücadelede medyanın rolü; Bağımlılıkla mücadelede medya örgütlerinin etik sorumlulukları; Bağımlılıkla mücadelede medyanın etkisi, sorumlulukları, mevcut yasal durum ve öneriler; Sosyolojik bakış açısıyla bağımlılıkla ilgili medya yayınlarının birey, aile ve toplum üzerine etkileri ve çözüm önerileri; Bağımlılıkla mücadelede medyaya yönelik eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları" başlıklarında tartışmalar yapılarak ilk günkü çalışmalar tamamlandı. Çalıştay yarınki sunumların ve oturumların ardından sonuç bildirgesinin hazırlanıp açıklanmasıyla sona erecek. Previous Article BAĞIMLILIKLA MÜCADELEDE MEDYA VE İLETİŞİMİN ROLÜ ÇALIŞTAYI... Next Article BAŞBAKAN ERSİN TATAR, BAĞIMLILIKLA MÜCADELEDE MEDYA VE İLETİŞİMİN ROLÜ ÇALIŞTAYININ AÇILIŞINA KATILDI Print 751